torossiirleri
  KÜLTÜR VARLIKLARIMIZ
 
                       
             KÜLTÜR VARLIKLARIMIZ
 
       Gödekurum Kaya Mezarları ve Keşiş Odaları!
Güneyyurtta ve civarında kurulan medeniyetler hakkında bize ilkokulda öğretilen ve anlatılan tek şey, İkizin Hitit anıtı idi, şimdi aşağıda vereceğimiz bilgi ve resimler Güneyyurt/Gargara antik medeniyetinin nasıl ve nerelerde olduğunu biraz daha açacak ve gözlerimizi örenlerden biraz daha yukarılara kaldırmamıza yardımcı olacaktır inşallah.
Ermenek/Güneyyurt yolunda ki eski Ardıçtan yani Deve yalağı’nda yukarıya sarp kayalara baktığımızda göze çarpar bu antik yapıtlar. Çok geçmeden bu mevkie mutlaka sarı levhalar istiyoruz. Ayrıca burada ki Keşiş odalarının iç mimarisi ve Güneyyurt’a açılan pencerelerle alakalı resim ve bilgiler ekte konmuştur.
Bu ve benzeri kalıntılar yüksek olasılıkla M.Ö. Hititler tarafından yapılmış, oturulmuş, M.S. Romalılar ve Bizanslılar tarafından da kullanılmışlardır.
Her konuda olduğu gibi geçişimizle alakalı konularda da Allah’ın isteklerinden uzak olduğumuz bir gerçektir.
Bakın alttaki ayetlerde cenabı hak ne buyuruyor;
Yusuf (109) “Biz senden önce de, memleketler halkından ancak kendilerine vahyettiğimiz birtakım erkekleri peygamber olarak gönderdik. Yeryüzünde dolaşıp da, kendilerinden önce gelenlerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bakmadılar mı? Elbette ahiret yurdu Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için daha iyidir. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz? “              
 Mümin(21) “Onlar yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden öncekilerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bakmadılar mı? Onlar, kendilerinden daha güçlü ve yeryüzündeki eserleri daha üstündü. Böyle iken Allah, günahları sebebiyle onları yakaladı. Onları Allah'ın azabından koruyacak hiç kimse olmadı.” 
 KUŞAKPINAR ALACA İN KİLİSESİ VE KAYA MEZARLARI!
Gargara medeniyetinin antik yerleşimlerinden birsi olan Kuşakpınarı ilk defa İnternette bu fotoğraf ve yazılarla yerini aldı, daha doğrusu tarihte ki yerini almış oluyor. Ancak burada resimlerde de gördüğünüz gibi bir zamanlar Müminlerin (peygamberimizden önceki peygamber olan hz İsa’ya ve o günün doğru dinine inananlar) ibadet ettiği Kiliseler ve Şapeller davar ağılı yapılmış durumda.
Alaca in ise tamamen bir kilisedir ve iç dekorasyonu ve mimarisi bunu göstermektedir. Ancak bu in de kilise olarak oyulmamıştır, zira yüzeyinde bulunan çivi yazılı satırlar Hitit dönemini işaret etmektedir. Buraları Hititologların mutlaka incelemesi ve yazıları deşifre etmeleri lazımdır.
Eski çağda İnsanların kayaları oyarak daha güvenli yaşam alanları yaptıkları ayetlerden de anlaşılmaktadır. Hz İsa a.s. dan sonra ki dönemlerde de buralarda ki yapılar ibadethaneye dönüştürülmüş ve inziva ve çilehaneler teşekkül etmiştir.
Cenabı hakkın Kur'anda buyurduğu gibi;
 Al-i İmran (137) “Sizden önce(ki milletlerin başından) nice olaylar gelip geçmiştir. Yeryüzünde gezin dolaşın da yalanlayanların sonunun nasıl olduğunu bir görün.”
Fecr (10)” (Ey Muhammed!) Rabbinin, (Hûd'un kavmi) Ad'e, şehirler içinde benzeri kurulmamış olan, sütunlarla dolu İrem'e, vadide kayaları oyan (Salih'in kavmi) Semûd'a, kazıklar sahibi Firavun'a ne yaptığını görmedin mi? “
Hicr(82) “Onlar güven içinde dağlardan evler yontuyorlardı. “
Allahın emrettiği gibi geçmişte insanların neler yaptıklarını ve İnanmayanların sonunun ne olduğunu yakından gördük.
Bu Tarihi ve Turistik alanlarımızı Sarı levhalarla belirtmek ve kültür varlıklarına kaydettirmek artık başta Güneyyurt Belediye başkanları olmak üzere yetkililere kalıyor.
TOLBUNAR GAVURİNİ
Güneyyurtta "gavur ini" olarak bilinen büyük bir antik yerleşim yeri var. Burası Balkusanın Tolbunar bölümünde bulunuyor. Rakım 2000 m civarında, kayaların yüzeylerine düzinelerce inler oyulmuş, içlerine ikişerli üçerli hatta dörderli mezarlar sıralı durmaktadır. Her inde görüldüğü gibi tabi ki insan eli inlerden bahsediyoruz, kazı ve yağmalama işleri hemen göze çarpmaktadır. Bu tür işleri Devlet bir düzene koysa da o paralar yeraltında yatmasa nasıl olur acaba? Belki vardır öyle bir mevzuat ama biz bilmiyoruzdur.
Bölgede Greklerin, Bizansların ve Müslüman Romalıların yerleştiği biliniyor. Müslüman Romalı demekle Hz İsa’ya iman ederek bu kuytu yerlere kaçıp zalimlerden uzluk, rahatça ibadetlerini yapmak için bu inleri oyan/mesken edinen mazlumları kastediyoruz.
 Güneyyurtta ve Yukarı çağların yaylalarında hatta tüm Taşeli de bu tür yerleşim yerleri vardır. Ancak buranın özelliği çok farklıdır. Rakım açısından, düzen bakımından ve ayrıca ikamet ettikleri taştan evlerinin kalıntıları yönünden buraya yerleşenler bu inleri ibadet ve mezar olarak kullandıkları açıkça anlaşılmaktadır. İşte bu yüzden "Hz İsa’ya İman eden Müslümanlar" tabirini kullanıyoruz. Zira Peygamberimizden önceki peygamber olan Hz İsa Havarilere İmanı teklif edince onlar şöyle demişlerdi;
 Al-i İmran(52) “İsa onların inkârlarını sezince, "Allah yolunda yardımcılarım kim?" dedi. Havariler, "Biziz Allah yolunun yardımcıları. Allah'a iman ettik. Şahit ol, biz Müslümanlarız" dediler.” 
 Yukarıdaki ayetten ve daha yüzlerce Kur'an ayetinden anlıyoruz ki Tek Din vardır o da İslam’dır ve bu dine iman edenlere de hangi çağda olursa olsun Müslüman denir. Tüm peygamberlerde aynı imanı tebliğ etmişlerdir ve bu imanı öngören dinlerine de İslam denmiştir, bu Allahın tüm vahy mesajlarında böyledir.
Bu gün bile hayretle izlediğimiz bu yapılar imarı ve ümranı bakımından tüm bilim çevrelerinin dikkatini çekmektedir. Kayaların tam ortasına hangi aletleri ve ilaçları kullanarak bu inleri oydukları hala bir muammadır. Aşağıdaki resimleri iyi incelersek ki onların içinde küçük kilise demek olan Şapellerde vardır, sadece mezarlarda vardır, Rahip odaları da bulunmaktadır, burada yaşayanların zayıf Müslümanlar olduğu hemen belli olmaktadır. Geçmiş Ümmetlerin ne zorluklarla imanlarını koruyabildikleri bakımından yeni nesillere büyük birer ibret nişanesi olarak verdiğimiz bu resimler aynı zamanda Allah’ında görenleri İmana çağıran birer mucizesidir. Nitekim aşağıdaki ve benzeri birçok ayette buraları görerek ibret almamız ve Allahın Peygamberlerinin mesajlarını iyi incelememiz istenmektedir.
   Muhammed(10) “Onlar yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğuna bakmadılar mı? Allah, onları yerle bir etmiştir. İnkâr edenlere de bu akıbetin benzerleri vardır.“
ÖRENLER VE İKİZ İN
Güneyyurt kasabasının antik çağda ki yerleşkesi olarak bilinen bu havalide büyük kayalar olmadığından yontma taş olarak sadece İkiz in vardır. Ancak zamanla kaybolmakla beraber buranın bir kayasız yerleşim yeri olduğunu gösterecek kadar izlere rastlamak mümkündür. Bu konuda Sayın Halit Bardakçı şu bilgileri aktarmaktadır;
“Güneyyurt Ermenek çevresindeki en eski yerleşim merkezlerindendir. Çevrede roma, Bizans ve daha eski çağlara ait kalıntılara, mağara ve kaya mezarlara rastlamak mümkündür. Özellikle Hititler zamanında yoğun manada meskûn olduğu sanılan Hititler’e ait ikiz in kabartması vardır. İkiz in kabartması olarak anılan bu tapınak yaklaşık olarak 7-8 metre eninde; 6 metre yüksekliğinde bir kaya bloğu üzerine oyulmuş, ağzı güneye bakan iki mağaradan meydana gelmiştir. Doğudaki mağaranın kapısı üzerine yere abanmış kuvvetli bir aslanın sağ pençesi altındaki iki boğum meydana getirmiş halde ağzı açık ve salyalı olarak kıvrılan yılan ve aslanın gerisinde; aslanla bir hizada bulunan boğanın Hitit efsanesindeki İlluyanka masalı” ile çok büyük ilişkisi olduğunu göstermektedir. Bir tapınak olduğu sanılan bu kabartma bir zafer anıtı da olabilir. Kabartmanın tahminen M:Ö14 veya M:Ö 13 y yılda yapılmış olması gerekir.”
 
  Bugün 8 ziyaretçi (15 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol