torossiirleri
  KASABAMIZIN SORUNLARI
 
                       
             KASABAMIZIN SORUNLARI
Yaylalarımız ata yadigârı topraklarımızdır.
 Ermenek ve Güneyyurt deyince akla ilk gelenlerden biri de yaylalardır. İlçemiz ve beldemiz yayla bakımından çok zengindir. Hatta Karadeniz’in otantik yaylalarından daha da güzellerine sahibiz Allaha şükür.
 Bu yaylalarımızı şu adlarla sıralayalım;
1-Tekeçatı yaylası, Balkusan yaylası, Saparca yaylası, Üssüz yaylası, Altıntaş yaylası, Sorkun yaylası Dedeli yaylası ve Tolbunar yaylası.
 Bu yaylalarımız tarihi birer de kimlik taşırlar. Adeta her taşın altında bir tarih çıkar. Her yer anıtlarla, örenlerle ve antik yerleşim yerleriyle doludur. Karaman oğullarının ilk kuruluş yeri olan ve 6 yıl başkentlik yapmış olan Ermenek ve çevresini bu ünlü hanedan asla bırakmamışlar ve yaylamaya da Karaman’dan buralara gelmişlerdir. Bildiğiniz gibi Karaman Bey ve oğulları Balkusan köyünde metfundurlar.
 Bu alanlar tarih boyu daima ilgi odağı olmuş ve Dünyanın en güzel yaylak ve otlaklarına sahip olduklarından malcılarında hedefi olmuşlardır. 19.yüzyılda padişahlardan aldıkları fermanlarla yüzlerce km ötelerden bölgemize gelerek otlakıye almaya devam eden aşiretler hala vardır. Buralarda rakımlar 2300 m ye kadar çıktığından fazla bitki örtüsüne müsait olmayıp otlakıyeye daha uygundur. Ancak; Tekeçatı ve Bük bölgelerinin rakımı her türlü orman ağaçlarına uyum sağladığından buralarda çok bakir ormanlıklar yetişmektedir.
 Bu Yaylalarımız; Ermenek, Güneyyurt, Aşağı ve Yukarı çağlar halkına aittirler. Bu çalışkan halkımız son yıllarda buraları Tolbunar, Beğbunarı vb kaynaklarla adeta bir yeryüzü cennetine çevirmiş ve tarımın her türünü yapmaya başlamıştır. Hele birde Dedeli boğazından çıkıp Tekeçatı’nı sürüne sürüne geçerek Kamış boğazından gelen Aykadın suyuyla birleştikten sonra taa Narlısu’ya akan o dere yok mu? İşte oralara canlılık veren, hayat veren esas görüntü budur.
       YAYLALARIMIZA  ELEKTRİK NEDEN GELMEZ?
 İşim ve merakım gereği olarak Taşelinin her yöresini geziyorum; bu bölge doğu ve güneydoğudan çok daha  başıboş ve sahipsiz bir görünümdedir, burada kıyaslama yapıyorum; Bu iki bölge arasında hiç fark yoktur, mahrumiyet açısından. Zaten devletimiz de Karaman ve civarını  o şekilde addetmektedir. Ancak halkın kendi gayretleriyle bölgemiz de çok iyi güzelliklerde oluşmuyor değil.
 Şimdi, Ermenek’ten rampaya sarıp Sultan alan’ına doğru gidince taa Tekeçatı’na kadar oradan da Balkusan köyüne kadar, hatta daha ötede Saparca’ya, Altıntaş’a ,Tolbunar’a kadar her yer modern ve otantik evlerle doludur. Ermenek tarafından başlayarak Sultan alanının tamamına elektrik ve telefon hizmetleri de gelmiş durumdadır. Ancak telefonun gelmesine rağmen Güneyyurt yaylalarına elektrik bir türlü verilememektedir. Tolbunar mahallesinin halledilmesinden sonra bu sorunun da çözülmesinden eminiz. Her bölgesine mescitler inşa edilmiş ve yaz kış oturulabilecek yapılar dikilmiş olmasına rağmen anlaşılmaz bir biçimde elektrik hizmeti alınamamaktadır. Buna engel olan görünür gerekçeleri başkanımızın hallederek yaylalarımızı aydınlatacağından ümitliyiz.
 Aralık/2010 da Aladağ bölgesine bir seyahatim oldu Taşkentin, Balcıların vb civar yerleşim beldelerinin yaylalarında tamamen elektrik sağlanmış durumda. Ayrıca, Ermenek halkının Sultan alanına kadar tüm yayla evleri ışığa kavuşmuş haldedir. Bu bizi son derece mutlu etmektedir ancak bizim yaylalarımızı gördükçe içimiz sızlıyor, buralara neden elektrik gelmez? diye hayıflanıyoruz.
Tolbunar da, Saparca da, Beğbunarın da Altıntaş ta Yüzlerce hane olduğu halde neden elektrik için yapılan cılız çalışmalar yıllarca sürmektedir? Ve neden oralar hala yaz altı ay İdare ve Gaz lambasıyla geçinmektedir?
Buradan Sayın Güneyyurtlu, Ermenekli yetkililerimize devlet ve   hükümet adamlarımıza sesleniyoruz; 2011 yaz sezonuna biz Güneyyurtlular yaylalarımıza elektrik istiyoruz. Saygılarımızla.
        YAYLALARIMIZA ULAŞIM HALA ÇOK UZAK!
 Bu yaylalarımıza ulaşım her yerleşimden olmakla beraber Ermenek üzerinden her türlü araçlarla yapılmaktadır ve 45 km sürmektedir. Şu anda Güneyyurt’un Kuşakpınar, Yukarıçağlar’ın Aldere, yine Güneyyurt’un Zicci geçitlerinden de her türlü ulaşım için hızlı çalışmalar devam etmektedir. Normal kestirmeden 13 km olan bu topraklarımıza ve bahçelerimize 45 km dolanarak değil her türlü arabamızla kısa yoldan varmak istiyoruz.
 Demin de değindim; bu yaylaların bazı önemli subaşları ve otlakları yüzyıllar önce hanedanlık döneminin fermanlarıyla yüzlerce km ötedeki köylerden gelen malcı aşiretlerce sahiplenilmiş ve o zamandan beri de yerli halk ile daima tartışmalı zamanlar geçirmiştir. Eğer fermanlarda gerçekten bir otlatma hakkı verilmişse sadece otlatmaya karşı olan yoktur. Karşılıklı haklara saygı gösterilerek yüzyıllardır olduğu gibi bir arada yaşar gideriz. Bu konuda kesin ve kalıcı bir çareyi yetkililerimiz bulmak zorundadır.
     YERBAĞLARIMIZ NASIL KURTULUR?
Kasabamızın kıblesinde bulunan Yerbağlar nasıl müzmehal oldu? Göksuyu karşıya geçince Dünyanın en güzel bağları vardı bir zamanlar. Sanayi devriminin ülkemize gelmesiyle izmihlale uğradılar, yeni neslini göçe veren Güneyyurtlular bu güzelim bağları ihmal ettiler.
Zira yaşlılar artık eşeklerle, katırlarla gidip gelemiyorlardı, böylece Yerbağlar viran oldu.
Yıllar önce devletimiz ilan etti; Yer bağların tapusunu alın, diye aksi halde buralar ormana kaydolacaktı, çoğumuz almadık tapuları ve dedelerimizin emanetlerini daha doğrusu torunlarımızın beklentilerini ormana verdik ne ormanı canım! Çobanlara ve Keçilere teslim ettik.
Şimdi toplu olarak itiraz etme zamanıdır. Mahkemelere başvurarak yanlışı düzeltme vaktidir. Kasabamızın oralara şimdi daha çok ihtiyacı vardır. Altımızdan akan güzel ırmağımıza gem vurulmuş ve büyük bir baraj gölü oluşmuştur, bunun bir amacı da sulama hizmetleridir. Susuzluk derdiyle ihmal ettiğimiz yer bağlarımız artık suya kavuşmuştur. Şimdi yer bağlarımızın eski sahiplerine iadesi için hukuki mücadele anıdır.
               YAYLA ARAZİLERİMİZİN TAPU SORUNLARI
Yüz yıllardır atalarımızın işleyerek bize devrettikleri bu ata yadigârı zor topraklarımızın bir bölümünün tapuları verilmemekte ve vakıf arazisi oldukları gerekçesiyle halkın alakası azalarak ekonomik kayıplar yaşanmaktadır. Şu anda arazi sahipleriyle devlet arasında mahkemeler sürmektedir vatandaşlarımızın ellerinde daha önce verdikleri arazi vergilerinin hesap belgeleri da mevcuttur. Bu sorunun çiftçilerimiz lehine sonuçlanması için yetkililerimizden yardım bekliyoruz.
Tapuları verilen yaylalarımızdan Üssüzde tarlası olanlar Yukarıçağlar muhtarlığından, Tolbunarda tarlası olanlar Balkusan Muhtarlığından, Altıntaş’ta arazisi olanlar ise Aşağıçağlar muhtarlığından tapularını almışlardır. Ancak bu da garip bir uygulama olup bir keşmekeşe imza atmaktadır. Ayrıca bu durum iç içe olduğumuz yakın komşu köylerimizle sahilde ve yaylada ki tüm arazi ve sulama sorunlarımızın aynı olduğunu göstermektedir.
Bu da, tüm sorunların güçlü ve tek elden halledilmesi için bir beraberliği öngörmektedir. Zaten belde ve köylerimiz tarımsal alanda birlikte örgütlenerek bunu göstermişlerdir. Şimdi sıra halkımızın ve kanaat önderlerimizin öncülüğünde idari olarak ta birleşerek tüm sorunları en kısa zamanda çözmektedir.
Tüm bunlara rağmen 2009 yerel seçimlerinden önce kendileriyle görüştüğüm Ak parti Güneyyurt belediye başkan adayı Sayın Saffet Uyar’ın şu sözleri yüreklerimize biraz su serpiyor!
Saffet UYAR:
Biz zaten yaylalarımıza hem Kapıcık hem de Tolbunar üzerinden yolları bağladık ama bunu yeterli saymıyoruz ve tüm araçların ve halkımızın Ermenek’e uğramadan yaylasındaki evinin başına varabilmesi için oturtulmuş hale getirerek tamamlamayı amaçlıyoruz.
Yayla evlerimize elektrik için biz devamlı zaten çalışma halindeyiz ama Balkusan’a gelen elektrik malumunuz İhsaniye’den alınıyor ve bu da Yellibel civarında sık sık sorunlara neden oluyor. Bu nedenle Balkusan’ın elektriği Ermenek’ten alınma projesi hayata geçecek ve sağlıklı bir iletimden sonra Tekeçatı’ndan başlayarak taa Saparca’ya kadar elektriksiz ev kalmayacaktır.
Biliyorsunuz Bük’te yani Bendbaşı’nda bizimde evlerimiz var ama hala elektrik alamadık. Zira Medaş’ın bu projesini bekliyoruz.
2-B Kanunuyla alakalı olarak inşallah yakında Yukarı salı’da ki Gölcük, Kızılçukur ve benzeri arazilerimiz kurtularak tapusu alınabilecek.
Üssüz’den sonraki Üçbunar ve  Kapıcık arazileri de bu kategoriye dâhil edilerek tapulandırılacaktır. Ancak Balkusan yöremizdeki, Tolbunar, Saparca ile  Dedeli, Altıntaş ve Hacasangırı’nda tapu almanın imkânı şimdilik görünmüyor.
Ben vakıflar genel müdürüyle defalarca görüştüm ve “Oralar yüzyıllar önce dedelerimizin kazmayla sökerek ekonomiye kattıkları topraklarımızdır, biz buralarda faaliyetimizi aksatmadan sürdürüyoruz.” Dedim. Bu konuda yazışmalarımız da devam ediyor.
Bize söylenen şudur; “Siz hiç Vakıflarla, mahkemelerle uğraşarak kendinizi yormayın. Bunlardan bir şey çıkmaz, o topraklar sizindir ve sizin olarak kalacaktır. Ancak tapu almanız şimdilik imkânsızdır. Biz sizden kirada istemiyoruz, para da istemiyoruz.” Bu durum sadece kâğıt üzerinde bir tapu almaya bürokratik engeldir.
Ayrıca 2011 Haziran genel seçimlerinden önce yayla ve yerbağ arazileriyle ilgili olarak Sayın Fikret Ünlü beye sorduğum soru şöyleydi; Sayın vekilim sizce yayla ve yerbağ arazilerimizi kurtarmak, oraların tapularını sahiplerinin alabileceği gerçekten mümkün mü?
Sayın F.ÜNLÜ şöyle cevap verdi; “Kesinlikle mümkün, sayın genel başkanımızın bu konuda halletme sözü de var, halkımız rahat olsun Yerbağlar da ve Yaylalarımızın neresinde olursa olsun arazisi olanlara tapuları verilecektir. Bu meseleyi Aşağı ve Yukarı çağlarlı hemşeri ve komşularımızın arazileriyle beraber yapacağız, inşallah.”
Bu sözlerde halkımızı kısmende olsa rahatlatmıştır.
 
                  İKİNCİ SULAMA PROJESİ
Güneyyurt, Aşağı ve Yukarı çağlar arazileri Göksunun gapızdan bağlanarak kanallara alınmasıyla büyük bir hizmete kavuşmuştur. Ancak Güneyyurt arazilerinin yarıdan fazlası bu hizmetten yararlanamamaktadır zira bu araziler kanallardan yukarıda kalmaktadır.
Yukarıda kalan bu önemli arazilerimizin sulu tarıma geçmesi için çok önemli projeler tasarlanmaktadır. Belediye seçimlerinden önce tüm başkan adaylarımızla konuyu bizzat görüştüm ve önemli fikirlerini aldım. Hepsinin güzel projeleri vardı. Şimdi ki başkanımız Sayın Celil Bey de bu konuda iddialı görüşler beyan etmişti. Kendileri bu konuyu halletmek için birçok sondaj çalışması yaptılar ama tatmin eden bir suya ulaşılamadı.
 Susuz arazilerimizin bulunduğu yerlerde aslında büyük pınarlarımız vardır mesela pınar gözü, handı pınarı, Karapınar, Akpınar, Söğütlü gibi, ancak bu sular Güneyyurt şehir şebekesine aktarılmış olup halkımızın evlerinde kullandıkları sulardır. Bunlardan artan çok cüzi miktarda sular arazilerimizin dişine bile bulaşmamaktadır. Bu bakımdan arazilerimizin sulanması konusunda yapılacak bir çalışmayla sağlanacak eşitlikte çok önemlidir.
Sayın başkanımızın alternatif görüşlerini de bilmekteyiz ve bu sorunu çözeceğinden eminiz.
 
  Bugün 3 ziyaretçi (4 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol