torossiirleri
  Beşinci ON
 
 KEKLİKLER

Keklikler deyince bağrım sızılar
Onu anlatmaya yetmez yazılar
Peşindeyken avcılar ve tazılar

O kekliği bende gördüm Durmuşum
O gördüğün yerde bende görmüşüm.

Ardında on iki taze palazı
Haziran ayıyla karşılar yazı
Birini tutanlar yaşarlar hazı

O dağları bende gezdim Durmuşum
Tamda oranın  üzerinde  durmuşum

Çevre çevre deriz, hem de avlarız
Ardından nesli tükenir, ağlarız
Yüz gram etini közde dağlarız

işte ben burada biraz durmuşum
Daha çevreci hayaller kurmuşum.
 
16-06-2000


  DAĞLAR–1

Bir dağdan aşarım birisi çıkar
Aştığımdan daha irisi çıkar
Hepsini geçince serisi çıkar

Dağlar alır gider hayallerimi
Uslu muyum bilmem yoksa delimi?

Yamacını aşsan tepesi gelir
Karın, yağmurların sepesi gelir
Birine rastlasam pepesi gelir

Dağlar alır gider hayallerimi
Uslu muyum bilmem yoksa delimi?

Koyağını geçsen gelir karlısı
Geçit vermez çıkar çok sarp yarlısı
Beni boğazların bulur darlısı

Dağlar alır gider hayallerimi
Uslu muyum bilmem yoksa delimi?

Sarp kayalar, boz kandaklar aşarım
İlhamlarla dolar dolar taşarım
Yalnızlığı sever yalnız yaşarım

Dağlar alır gider hayallerimi
Uslu muyum bilmem yoksa delimi?

Geçitler ve beller gelir önüme
Taraklar yol verir giden yönüme
Sarı sular indi ayak gönüme

Dağlar alır gider hayallerimi
Uslu muyum bilmem yoksa delimi?
 
15-09-2005




          DAĞLAR-2

Pabucumuz alışmıştı dağlara
Alır gider hızlı hızlı ayağım
Bir elimde bir kaç öğün sağlara
Öbüründe ucu sivri dayağım.

Yarar gider Pinarları, çalıyı
Aramaz kilimi sormaz halıyı
Önce atlar bir yukarı salıyı
Sonra gelir sıra sıra koyağım.

Çiğdemli koyak ve Karoğlak taşı
Gözleğin başında seyreyle kaşı
Kuru ekmek yeter arama aşı
Hidrojen pilavım, oksijen yağım.

Ermenek yaylası sağda bozarır
Kızılin ta gerilerden kızarır
Yukarı çıktıkça ağaç azalır
Bozkıra dönüşür yeşilce dağım.

Yumuğinler, küllü inler, deliktaş
Her taraf kınalı kepirlerden taş
Katıran beleni birde Altıntaş
Yükseldikçe olur ilham kaynağım.

Kayabunar, Yarıkbunar, Tolbunar
Saparca da al al kirazlar sular
Yüksek eğrik, koyu gölge, kuytular
En sıcak arkadaş, benim değneğim
 
10-10-10




          AVCILAR-2

Memleketi Domuz bastı
 Avcılar nerde avcılar?
Çoğaldı da haddi aştı
Avcılar nerde avcılar?

Taşeli’nde böcü derler
Çocuklara öcü derler
Zararı pek acı derler
Avcılar nerde avcılar?

Darıları kırar geçer
Avarları yarar geçer
Sağa sola ürer geçer
Avcılar nerde avcılar?

Toroslarda görülürdü
Üzümlere sarılırdı
İpten tuzak örülürdü
Avcılar nerde avcılar?

Sonra derelere indi
Çarşaklara kadar sündü
Gündüz çalılarda sindi
Avcılar nerde avcılar?
 
10-12-2001


           YAYLALARDA BİR GÜN


Alatadan çıktım indim Zilleye,
Kapı darısında bir suya bandım.
Ayaklarım yorgun, döndüm gülleye
Löm löm çayırında çime abandım.

Hacabdıl çayırı yerinde durur
Boncuk çayırında bir keçi yürür
Bir yörük dilberi ayağın sürür
Konuşmadım eldim ona yabandım.

Kabalak kayası güneye bakar
Millet saparcada tıs geven yakar
Tolbunardan buz gibi bir su akar
İçtim içtim suya orada kandım.

Ayıbeleninden türbe görünür
Bir çift kablumbağa yerde sürünür
Üssüz akşam karanlığa bürünür
Çarşaktan Navayı bir salkım sandım.

Karşı ıldır ıldır kırk köyle dolu
Gökte uzar gider bir Samanyolu
Altımızda Göksu, ormanlar solu
Cennet vatanımı sevmektir andım.
 
31-07-2002

       MEMLEKETE MEKTUP

BİR MEKTUP GÖNEDERDİM GÜNEYYURDUMA
KARDELENLER AÇTIĞINDA GEL DEDİ
HASRETİM BEN VATANIMA YURDUMA
KUZU SÜTÜ İÇTİĞİNDE GEL DEDİ.

YAĞIP KÜRS YAPINCA EĞMEDE KARLAR
AKA BÜRÜNMEYEN SADECE YARLAR
ANAM, AĞAM. EMMİM ,G ÜLÜMDE VARLAR
YERE CEMRE DÜŞTÜĞÜNDE GEL DEDİ.

ISINSIN CEMREYLE HAVA VE TOPRAK
TOMURCUKLAR OLUR ARDINDAN YAPRAK
BİTİNCE EKİNLE DİKENLİ BUTRAK
KELEBEKLER UÇTUĞUNDA GEL DEDİ.

KAR SULARI AKAR İMİZ İMİZDEN
FARKI YOKTUR DERELERİN DENİZDEN
SEVİNÇLER ÇOĞALIR TAŞAR BENİZDEN
AL DERELER ÇOŞTUĞUNDA GEL DEDİ.

ARILARIN DÜŞER POLEN PEŞİNE
KURBAĞALAR GÖZMÜ KIRPAR EŞİNE?
ALLI KIZLAR AL BAĞLARKEN BAŞINA
GÖZ YAŞLARI TAŞTIĞINDA GEL DEDi.

SARI İNEK ALA BİCİ DOĞURUR
BODUK ANASINA BAKAR BÖĞÜRÜR
DAĞDAN DAĞA KADIN YUUU DER BAĞIRIR
AZ ÖFKESİ GEÇTİĞİNDE GEL DEDİ.

KELİFLERİN TAMİRATI BAŞLASIN
YÖRÜKLERDE ANAMURDA KIŞLASIN
AŞŞA DEEZEM PATETESİ HAŞLASIN
BULGURCAYA BASTIĞINDA GEL DEDİ.

08-08-2006





           ÇAKIR GÖZLÜM

Çakır gözlüm Güneyyurdu ararsan
Tam Sadı'ya çıktığında görürsün
Avcıları nerde diye sorarsan
Mavizeri sıktığında görürsün.

Olur her şey ancak merak edince
Sılayı bırakma uğra südünce
Ermenekten tam batıya gidince
Bileği'den baktığında görürsün.

Görmek için çıkmalısın Kaşına
Dokunmayın yeşiline yaşına
Binerek Yamacın ince Taşına
Çarşaklardan aktığında görürsün.

Yaşamalı Hayaller ve Umutlar
Palamutla dolduğunda Pelitler
Ağdığında Göğe kara bulutlar
Ancak Şimşek çaktığında görürsün.

Derenin başına sığınır Kunduz
Ardıca kardeştir dağında Andız
Toroslara veda edince Gündüz
Işıkları yaktığında görürsün.

Dağda Taşta Arazide İnsanı
Çalışkanlık onun en iyi yanı
Güneş doğmak için ağartıp Tanı
Bıyıkları taktığında görürsün.
 
020108/Konya




         BALKUSAN-1

Yüce dağın zirvesine yerleşmiş
Tarihi bin yıllık bir Köy Balkusan
Köylülerle Yörüklerden birleşmiş
Kırk Elli haneliktir Köy  Balkusan.

Ayıbeleninden hemen görünür
Yorulmadan uzun yollar yürünür
Kışın Damdan bir metre Kar kürünür
Hep başına buyruk Hür Köy Balkusan.

Yazın soğuk suları var içilir
Yellibelden Karamana geçilir
Varanların Gözü-Gönlü açılır
Adamı eroğlu Er Köy Balkusan.

Ermenekle Karamanın ara da
Üstüne yok Çalında ki Çıra da
Karaman bey oğlu ile burada
Kalenin başında Sur Köy Balkusan.

Deresinden Tepesinden atlanır
Yamaçlarda Kısrakları otlanır
On bir Mayıs Dil bayramı kutlanır
Herkesin bildiği Yer Köy Balkusan.

Deresi var akar Yaz-Kış önünde
Mertlik vardır insanının kanında
Kazma-Kürek eksik olmaz yanında
Köylerin içinde Ser Köy Balkusan.
 
050108/Konya



    YUKARI ÇAĞLAR

Yaylaların eteğine kurulmuş
Durur endamıyla Yukarıçağlar
Yolu, Beli Kayalarla örülmüş
Çatısız damıyla Yukarıçağlar.

Devasa Kayalar Sur yapar ona
Bir Atmaca konmuş kur yapar ona
Tarihi sevenler Tur yapar ona
Bekler encamıyla Yukarıçağlar.

İzvidi ulya'dır eskiden adı
Yüksek diye koymuş adını Kadı
Siyam efendiler gibi üstadı
Çıkarır namıyla Yukarıçağlar.

Çevirmesi, Bekeresi ünlüdür
Keçisi kıl, Koyunları yünlüdür
Halkı coşkun geleneği canlıdır
Böyle her anıyla Yukarıçağlar.

Kekliklere Kafes yapan elleri
Bir başkadır Sümbülleri, Gülleri
Kışın bile zararsızdır Yelleri
Bilinir şanıyla Yukarıçağlar.
 
060108/Konya




          ALTINTAŞ-3

Develer vardı Boduklarıyla,
Çocuklukta altlarından geçerdik
Sular birikirdi Hendeklerde
Alaflarını üfler içerdik.

Hacabdıl çayırında yatar
Kösederesinde batardık.
Çıkardık o goca daşa
Uzun bir nara atardık.

Nerdesin hüsemmi,
Nerdesin Durmuş dayı?
Geceleri uyanırken
Yorgandan izlerdik Ayı.

Sallama sallanırdı öte salıda
Kovanlar ballanırdı
Gözümüz yoktur Halı da
Benim ibrişim gibi çimenim var.
 

Karaçayır, kararırdı
Menekşeler morarırdı
İkindin çıkanlar köye varınca
Hemen hava kararırdı.

Ah o sütlü çorbalar
Sabahların değişmezi
Dağ çayını Pekmezle içtik
Ah biz ne yıllardan geçtik.

Gevenler yükseklerde biter
Lazımdır zemheride mallara
Keklikler enginlerde öter
Kışın göçerler Çallara.

Ey Altıntaş!
Kan eksen Can bitiren toprağın
Kıpkırmızıydı bilirim
Bin bir yeşillikte yaprağın
Bekle, sen çağırmadan gelirim.

Zille yollarında ki  Nal tıkırtıları kulağımda
Eşekleri sollayan Katırlara kızardık
Kim derdi ki o vakit bizlere;
ileride şiirinizi yazardık.
 
23-06-2005

 
  Bugün 7 ziyaretçi (10 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol