torossiirleri
  İSLAM TÜRK MEDENİYETİ DÖNEMİ GÜNEYYURT CİVARI
 
                   
 İSLAM TÜRK MEDENİYETİ DÖNEMİ GÜNEYYURT CİVARI
 
                      Müslüman Araplar Zamanı
Milattan sonra yedinci yüzyılda bölgemizde Sasaniler yani Ateşperest İranlılar görülmeye başlandı. Buna tahammül edemeyen Bizans/Roma İmparatoru Heraklius M.S. 638 yılında Sasani yani Pers imparatorluğunun başkenti Ktesiphon’a kadar gitti ve büyük bir zafer kazandı. Bu sırada Heraklius Hıristiyan’dı ve Son Peygamber Hz Muhammed Mustafa s.a.v. den İslam’a Davet mektubu almıştı. İran’a kadar Sasanilerin sürüldüğü bu savaştan önce de 615 yılında Sasaniler İstanbul önlerine kadar varmışlar Bizans’ı tehdit etmişler, ardından da Taşeli ve Güneyyurt bölgesine kadar sokularak Heraklius’un kalelerini ele geçirmeğe başlamışlardı. Bu durum Kur’anı kerimin Rum suresinde Hıristiyan Heraklius ordusunun İstanbul’da yenilişini Tek Allaha iman ettikleri için Mekke’de ki ilk Müslümanlar için bir keder, Ateşperest İranlıların 619 da Herakliusa yenilmelerini ise Putperest oldukları için bir sevinç vesilesi sayarak şöyle anlatılıyor;
2.” Rumlar, yenildi.
3. Arapların bulunduğu bölgeye en yakın bir yerde, Hâlbuki onlar, bu yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde galip geleceklerdir.
4. Onların bu yenilgilerinden önce de sonra da emir Allah'ındır. O gün müminler de Allah'ın yardımıyla sevineceklerdir.”
M.S. 9. yüzyılda Abbasi devleti Halife Harun Reşit zamanında Güneyyurt ve Ermenek bölgesini zapt ettikten sonra ilk Müslümanlaşma dönemi başlamış oldu. Romalıların ve Bizanslılarında bölgemiz açısından sonu böylece gelmiş oldu. Müslümanlar o sırada bu bölgede Avasım yani Köy-Kentler oluşturarak bir imar hareketini de başlattılar. Bu durum aşağı yukarı, orta Asya’dan gelen göçebe atalarımızın önce yaylaları sonra sahilleri ele geçirişine kadar devam etti.
Orta Asya’dan çadırlı, göçebe olarak Anadolu’ya geçen Üçoklu atalarımızı Selahaddin eyyubi önce Mersin ovasına ardından da yavaş yavaş Taşeli bölgemize yerleştirmişlerdi. Zaman zaman Ermenilerin, Bizansların ve muhtelif unsurların Dünyanın en bereketli topraklarına sahip olan Göksu vadisinde ki Navahi’ye saldırmalarına rağmen durum değişmedi. MS. 12. yüzyılda Karamanoğulları kurucuları olarak tarihte yerlerini alacak olan ve Sivas taraflarından yurdumuza giren 6500 çadırlık Türkmen aşiretinin de Önce Kamış yaylasına sonra da tüm bu günkü yaylalarımıza yerleşmeleriyle şu anda üzerinde yaşadığımız topraklar dedelerimizden bizlere miras kalmıştır.
                 SELÇUKLU ZAMANI AREFESİNDE YÖREMİZ
 
1228 yıllarında da yöremize Azerbaycan taraflarından göçebe Türkmen aşiretleri gelerek Balkusan civarında ki yaylalarımıza, ilk olarak ta Kamış boğazına konmuşlardır. İşte bu dedelerimiz Karamanoğullarının ilk babalarıdır.
 Karaman oğullarının kökeni Hoca saadettin'in oğlu Nuri Sufi'ye dayanmaktadır. Karamanoğulları Oğuzların Avşar boyundandırlar. Nur-i Sufi'nin oğlu Kerimüddin Karaman Bey 13. yüzyılda buradan başlamak üzere Kilikya bölgesinin büyük bir kısmında güç sahibi olmuştur. 
1256 ila 1261 yılları arasında beylik merkezi Ermenek olmuş daha sonra Larende’ye alınmıştır. Nure sufi şu anda Mut’a bağlı Sinanlı yakınlarında ki Değirmenlikte metfundur. Hanedana adını veren büyük oğlu Kerimüddin Karaman beydir ve Başkenti Ermenek’e taşımıştır.
 Balkusan köyü, Karaman ili Ermenek ilçesi sınırları içinde Güneyyurt kasabasının Tolbunar mahallesi karşısında Atayurtta bulunan Karabalgasun vilayetinin Türkiye’deki verilmiş ismidir. Bu isim o dönemde Türkmenistandan kalkıp Karaman oğlu sufi nurettin komutasında yöremize gelen 6500 çadırlı Türkmen aşiretinin anayurtta ki ayrıldıkları yerin adıdır. Burada karaman bey, karaman oğlu Mehmet bey, kardeşi Mahmut bey ve eşleri meftundur. Son yıllarda türbe restore edilmiştir.  
 1071 MALAZGİRTTEN 50-60 YIL ÖNCE ERMENEK'TE OĞUZLAR
    Anadolu'nun Türkleşmesi her ne kadar 1071 Malazgirt zaferi ile gerçekleşmiş ve resmiyet kazanmış ise de Türklerin Anadolu’yu keşfi ve bir anlamda fethi çok daha önce M.S. 1010-1015 yıllarında başlar.
            Kuraklık nedeniyle Hazar'ın kuzeyinden batıya doğru yönelen Oğuz Türklerinden Oğuz'un "Avşar boyu" göçebe yörükler denilen atalarımız sürülerine otlak kendilerine yurt olacak yerler arayışı içinde batıya yönelmişler, Maraş Göksun üzerinden sahile Anamur'a (Anamurium) oradan da Ermenek ve çevresindeki otu, suyu-ormanı bol, barınması kolay, yaylalarla tanışarak oralara hükmeden Romalı Satrablara (Genel Valilere) vergi ödeyerek otlak ve yaylalar kiralamışlar, sürüleri, hayvanları, develeri ve çadırları ile o yayla'dan bu yayla'ya göçerek güçlenmişler, çoğalmışlar; yerli yönetime kendilerini kabul ettirmişler, söz sahibi olmuşlardır. 1071 Malazgirt savaşı ile Alparslan'ın Anadolu kapılarını Türk soyuna resmen açması ile daha da güçlenen Oğuz boyu bölge bölge, aşiret aşiret Anadolu'da "Türk Yurdu" gerçeğini cihana tastık ettirmişlerdir.
    İşte Malazgirt’ten 50-60 yıl önce Ermenek ve yöresinde yer almaya, kök salmaya başlayan Oğuz asıllı Avşar ve Türkmen oymaklarının yerleşim merkezi ve ilk yurdu Ermenek ve çevresi olmuştur. Altıntaş, Barcın, Sultan alanı, Teke çatı, Balkusan, Kamış, Yellibel, Süngülü ve Değirmenlik yaylaları bu oymakların en çok tercih ettiği yerlerdir.
 KARAMANOĞULLARI BEYLİĞİNİN BAŞKENTİ ERMENEK:
 Ermenek; Roma ve Bizans çağında uzun yıllar Taşlık Kilikya : "Dekapolis İzavriya" da yer alan onu aşkın Piskoposluğun "Piskoposluk merkezi" olarak tarihi bir özelliği yanında bir başka öne çıkan özelliği de uzun yıllar bir Türk beyliğine başkent oluşudur. Nure Sofu'nun 1255 yıllarında ölümünden sonra oymağının liderliğini üstlenen oğlu "Kerimüddin Karaman Bey" merkezi Ermenek olmak üzere "Karamanoğulları Beyliği"ni resmen kurmuş ve ilan etmiştir.
 Nûre Sûfî, bir taraftan arazisini genişletirken, diğer taraftan da bölgedeki karışık durumda bulunan boyları ve kabileleri kendi nüfuzu altında toplayarak, Karamanoğulları Devleti’nin temellerini atmıştır. 
 Kerimüddin Karaman Bey (1255-1263): Nûre Sûfî’nin oğludur. Babasının ölümünden sonra boyları etrafında toplamış ve topraklarını genişletmiştir. Çok cesur ve asker yaratılışta olan Karaman Bey, hâkim olduğu bölgenin dağlık, Selçukluların da Moğol nüfuzu altında olmasından dolayı serbest hareket ediyor ve hızla güçleniyordu. Kilikya Ermenilerinin elinde bulunan Ermenek, Mut, Gülnar, Mara ve Silifke taraflarına sürekli akınlar düzenlemiş ve buraları zapt ederek, “Ermenek Beyi” ünvanını almıştır. (http://www.karamankulturturizm.gov.tr/)
 1256 dan 1475 yılına kadar 250 yıla yakın hüküm süren "karamanoğulları beyliği"nin başkenti, kültür ve sanat merkezi olarak tarih sayfasında yer alan Ermenek’te kerimüddin karaman bey'den sonra beyliğin başına oğlu Mehmet bey geçmiş, büyük imar ve idari işler yanında 1277 Mayısında "bugünden sonra divanda, dergâhta, bargâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır." fermanı ile öz Türkçemizi Türk milletine kazandırmıştır.
            1960 yılından beri Karaman'da yapılan Türk dil bayramı kutlama programlarının açılışı 1998 Mayısından beri beyliğin başkentinin Ermenek olması, kurucusu Kerümiddin Karaman Bey ve Türk dilinin mimarı olan oğlu Mehmet Bey'in ve kardeşi Mahmut Bey'in türbesinin Ermenek'e bağlı Balkusan Köyünde bulunması nedeniyle Ermenek Belediyesinin katkıları ve Ermenek Aydınlarının gayretleri ile 11-12 Mayısta Balkusan/Ermenek'te yapılmaktadır.
 
             CAMİ KİTABELERİNDE GÜNEYYURT
                    Abdullatif Camii/Güneyyurt
Kasabamızın merkezinde bulunan ve halkımızın goca cami dediği bu eser Selçuklulardan Abdullatif adlı bir zat tarafından yaptırılmıştır. Kesin tarih belli olmamakla beraber Alakise de ki Ebubekir camiiyle aynı yıllarda yapılmış olduğu sanılmaktadır. 1970’lerden önce tahta minaresi vardı, tek şerefeli ve güdük bir görünümü olan bu minare beton ve taş bir minareyle yer değiştirdi. Aslında dam ve kara yapı olan mimari hali de aslından hiçbir şey kalmayan bugünkü haliyle tarihe karıştı. Eskiyi, paçaları ve kolları sıvalı abdest alan musallilere sadece önündeki ulu çınarlar fısıldıyor bugün.
              Yeni Mahalle Ebubekir Camii/Güneyyurt
  Yöreye İslamiyet, 9. Yüzyılda Abbasiler ve Malazgirt girişinden tahminen 150 yıl sonra yerleşen Müslüman Türkler tarafından getirilmiştir. Aşağıdaki Güneyyurt Yenimahalle camii kitabesinde geçen 1258 rakamı bunu gayet açık anlatmaktadır. Bu tarih aynı zamanda Karamanoğlu Mehmet beyin Ermenek’i başkent edindiği sıralardır.
                   Yukarı çağlar Camii
Özellikle Aldere’nin altında bulunan antik kent kalıntıları olan köşeli, kabartmalı taşlardan yapılmıştır. Kare şeklinde ki caminin son cemaat yeri kemerli olup ahşap tavan üzerine sonradan saç yapılmıştır. Minber, mihrap ve mahfil katında ki ahşap kısımlar el işi motiflerle bezeli olan cami 2000 yılında vakıflarca restore edilmiş olup yakının da yeni bir cami inşa edilmiş olduğundan ibadete kapalıdır.
                   Kışlacık Mahallesi Kümbeti/Güneyyurt
Güneyyurt’un Kışlacık mahallesine varanlar eğer oradan Narlıca yoluna saparlarsa mezarlığın en başında bir türbe görürler işte burası da aynen Balkusan da ki gibi bir Karamanoğlu türbesidir. Aynı zatlar değil tabi, mahallenin imamına sordum isimlerini tam bilen yok.
 
  Bugün 2 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol