torossiirleri
  Sekizinci ON
 
        Kayabunar

Ağustosta ellerini dondurur
Yandan geçsen ateşini söndürür
İhtişamı Değirmeni döndürür
Suları buz gibi Kayabunarın.

Efil efil yeller eser tepeden
Çebiçleri yayılamaz küpeden
Bir şey sordum, anlamadım; Pepeden
Baharı Güz gibi Kayabunarın.
 
7 MAYIS/2009
iHSANİYE/YELLİBEL





Batırma Destanı

Çemler Ayşe Teyze allı Fistanı
Doğrar Domatesi taze Bostanı
Batırmaya yazmış Şair Destanı
Gelir Tere, Rezenenin demeti
Serer önce bir kocaman Somatı.

Kimse ona hayır, demek istemez
Bulunursa başka Yemek istemez
Hatta bir de, yanda Ekmek istemez
Batırmadır yemeklerin Kıralı
Yanında her türlü yeşil sıralı.

Parmağında On marifet gelinler
Batırmayı duyduğunda belinler
Gözden düşer bin bir renkli Sülünler
Batırmadır hayallerin neşesi
Tatlı tatlı sarar tüm endişesi.

Türül türül kokar Fürek Fesleğen
Toplanır Aile, Birader, Yeğen
Dolar Batırmayla koca bir Leğen
Lahana haşlanır Soğan küllenir
Tüm Kaşıklar üzerine çullanır.

Ceviz, Küncü, Kendir kenarda bekler
İrmiğin içine ekleyecekler
Artanı da sarıp saklayacaklar
Batırmanın dostu, Marul, Maydanoz
Kuru Domates ve Biber de var toz.

Izgaradan hoş, kokusu bilene
En iyi ikramdır eve gelene
Miyanesinden konur geç kalana
Farkı çoktur Çiğ köfteye Kısıra
Yapılır Yaz günü hep sıra sıra.

Bulgura Şahlığı veren aşımız
Mutfaklarda en önemli işimiz
Bayram eder Damağımız Dişimiz
Batırmayı ye de alma ahını
Defalarca doldur boşalt Sahını.

Sıcak İnsanların soğuk yemeği
Üç beş kadın sarf ederler emeği
Haşlanır yanına Kelem omağı
Batırmadır bizim ünlü aşımız
Şişmez Mide ve ağrımaz başımız.

Kadın bilir Mutfakta ki yasayı
Alır tenden kederi ve tasayı
Masrafsızdır, sarsmaz asla Kasayı
Her şeyiyle yerli yapım Batırma
Açık sana Mide kapım Batırma.

11–02–10-/ALTINEKİN

 
 

     Bundan İyiydi

Kırk yıl önce Altıntaş’a Katırla
Yüklerdim çıkardım bundan iyiydi.
Unutma sen o günleri hatırla
Sanma ki bıkardım Bundan iyiydi.

İzvit kebeninden uzun bir yolla
Katırın var ise eşşeği solla
Üstümde bir mitil altımda çulla
Zıbarır yatardım Bundan iyiydi.

Atla Namazgahı geç Topak taşı
Gün kaşa çavmadan gör Altıntaşı
Üç günlük eğsiyle sabah ataşı
Üflerdim yakardım Bundan iyiydi.

Boncuk çayırına uğramaz yolum
Sağanlar uçuşur hep sağım solum
Sert eser rüzgarım kırıcı Dolum
Seyreder bakardım Bundan iyiydi.

Kırardık Taşları işlerdik geni
Kara kışta çıkarırdık Geveni
İki öküz ile çatal Düveni
Peşinden akardım Bundan iyiydi.

Uğramam Baloya bilmem Baleyi
Zicci'yi tırman da seyret kaleyi
Parfüm yerine kırmızı Laleyi
Eğilir kokardım Bundan iyiydi.

Yayla yemekleri bozmaz midemi
Hatırlardım nenemi ve dedemi
Gölcüğe çıkınca sarı çiğdemi
Yakama takardım Bundan iyiydi.
 
31-07-09 
  


VAR MISIN?

Gel seninle bir anlaşma yapalım
Bayram yeri olsun yukarı salım
Mehtabı izlerken Ülkere çalım
Atarak üssüzde gezmeye var mın?

Gündüz boyu ala serçe önelim
Palazların ardı sıra sünelim
Akşamleyin keliflere dönelim
Yatarak üssüzde gezmeye var mın?

Ardıçların pürü kokar elimde
Karamıklar solar öbür gelimde
Armudunun burukluğu dilimde
Tadarak üssüzde gezmeye var mın?

Sığırlarla komşu olur odalar
On günde Düğenle çıkar nodalar
Kekiğin yanında geçmez sodalar
Satarak üssüzde gezmeye var mın?

Kuşak pınarlardan sular çekelim
Koyaklara nohut arpa ekelim
Güz gelince özenekler sökelim
Takarak üssüzde gezmeye var mın?

31-10-2009


 
      Bir Nazenin Gördüm

Bir Nazenin Gördüm Dağın başında
Hafif bir al çekmiş çilin üstüne,
Belli ki 18, 20 yaşında
Çömelip oturmuş çulun üstüne.

Yemek pişer tıkır tıkır Küre de
İner ordan gerektiği süre de
Odun ateşinde çay var sırada
Çaydanlığı koymuş külün üstüne.

O yüce ırabbım her şeye kadir
Türül türül kokar her yerde sadır
Özenle dokunmuş bir kara Çadır
Var mıdır Oba da kılın üstüne.

Dere kenarında urbasın yıkar
İpince eliyle suyunu sıkar
İki dal arası bir yere takar
Sonra serer bir bir Çalın üstüne.

Sırma saçlar inivermiş döşüne
Haydi yolcu! tekesan dur işine
Heyulayı bulaştırma düşüne
Hiç gül koklanır mı gülün üstüne.

Al fistan üstünde durur yeleği
Saflığı andırır sanki meleği
Bir beyaz gelinlik giymek dileği
Bir de boncuk dizmiş pulun üstüne.

Görülür pınar da her dem varınca
Her yaz uğrar Üçpınara, Sarınca
Öyle beli var ki, sanki Karınca
Bir de Kuşak sarmış belin üstüne.

23/09/09- Altıntaş



  Bir Taşeli Mektubu-2

Gittim mi Taşeline bir hoş olurum
Orada huzur bulur huzur solurum
Sanki cennetin Dünya da kurulmuşu.
Vardım mı sen hariç her şeyden geçerim
Serçeler gibi suyu banar içerim.

Bağları ve Dağları emprimeler gibi renk
Akan suları sanki gözünün yaşı
Mavileri var ki gök mavisine denk
İnan ki burası ruhun arkadaşı.

Ah sevgilim ben buralarda, bir bilsen;
Daldan dala ve taştan taşa atlarım
Özlediysen göz yaşlarını bir sil, sen
Uçar gelirim hemen, var kanatlarım.

Dereler akar sağımdan ve solumdan
Ah meleğim olsan da tutsan kolumdan
Çık hayalimden, alıkoyma yolumdan
Yazı da hoş kışı da hoş Taşelinin
Onda edası var, bir nazlı gelinin.

Mola veririm Tepeye çıktığımda
Açarım çıkıyı her acıktığımda
Adımım hızlanır zirveyi aşınca
Bir şiir yazarım ilhamım coşunca.

08-11-09/Konya



             BULGURCA


Orta kalın irmik, orta yağlı et
Güneyyurdun has yemeği bulgurca.
Hele bir kızarsın görürsün sabret
Başyaylanın has yemeği Bulgurca.

Tam yakışır arka budun kıyması
Ağzımızı sulandırır duyması
Kim kaç tane yiyor tek tek sayması
Taşelinin has yemeği Bulgurca.

Üfle eğsileri yaş aksın gözde
Bulgurca asılım pişmeli közde
Ve ya sacın üzerine bir dizde
Ermeneğin has yemeği Bulgurca .

Et Topanda keser ile kıyılır
Feslikanla Biber iyce dövülür
Ortalama beş altıyla doyulur
Navağının has yemeği Bulgurca.

Bulgurcadır Köftelerin kıralı
Cızır cızır ocaklarda sıralı
Buralı olmayan ona aralı
 Güneyyurdun has yemeği Bulgurca
 
30-10-09




ADIM GARGARA /GÜNEYYURT

Üstüm Dere altım Irmaklar çağlar
Çevirmiş dört yanım hep sıra dağlar
Geldi geçti benden ağalar, Beğler
Elma, Kömür, Vişne, Zeytin hasadım
Bil ki Gargara ve Güneyyurt adım.

Mavi gökler Göksu ile yarışır
Kedi ile Fare bile barışır
Dostluk olsa Kuzu Kurda karışır
Çavdar Mercimek ve Kendir hasadım
Bil ki Gargara ve Güneyyurt adım.

Serper batım Bileği de doğumdur
Kuzeyimde Kuşakpınar dağımdır
Torosların eteği Yerbağımdır.
İncir, Darı ve Domates hasadım
Bil ki Gargara ve Güneyyurt adım.

Bakan görür bir Botanik bahçesi
Lisanıda tam istanbul lehçesi
5000 yılı bıluyor tarihçesi
Armut, Üzüm, Maş, Bakliyat hasadım
Bil ki Gargara ve Güneyyurt adım

Anıt Çınarlarla dolu Parkların
Hep ileri döner durur çarkların
Tam 8 ay suyla dolar arkların
Buğday, Arpa, Nohut, Küncü hasadım
Bil ki Gargara ve Güneyyurt adım.

Kanlı burun ile Kıble kayası
Asalettir insanımın mayası
Yeşilin bin tonu doğal boyası
Kara, Ahu, Mor ve Akdut hasadım
Bil ki Gargara ve Güneyyurt adım.

Sadı, Cinne Gudal arası fidan
Göğüzüm, Yılannı ve Deveyudan
Hele bahar gelsin geçilmez sudan
Badem, Ayva ve Şeftali hasadım
Bil ki Gargara ve Güneyyurt adım.
 
Ardıç, Katran, Ladin, Çamlar sıralı
Kışın olmayanlar yazın buralı
Ecdadımız bu beldeyi kuralı
Ceviz, Kaysı, Darı, Pekmaz hasadım
Bil ki Gargara ve Güneyyurt adım.

Kınalı Kekliğim endamla seker
Çekirgeler avlar hep teker teker
Ar yüzlü gelinler Eğişmeç büker
Harar, Çuval, Kilim Çuldur hasadım
Bil ki Gargara ve Güneyyurt adım.
 
29/09/09-Konya



İŞTE YAYLAM; ALTINTAŞ!

İşte yaylam benim, işte Altıntaş
Çorbamızda burda çayım da burda.
Yetişmiş Kuzenler gelmiş onca baş
Teyzem eniştem ve Dayım da burda.

Çoluk, çocuk, dost, akraba burada
Her yıl gelir şenlik kurar burada
Kapanır acılar  biter yara da
Güneş bizle geldi Ayım burada.

Çayırlar görecek insan ayağı
Görüyoruz kalabalık bayağı
Gelemeyelere vurun dayağı
Şakaydı, bayanlar, bayım da burda.

Tavuklar Horozlar gıdaklasınlar
Küsler birbrini kucaklaınlar
Şu sese bak sanki kocadaş çınlar
Atım Kısrağm ve Tayım da burda

Burda Tepem Koyağım ve Toprağm
Burda yaz kış farımayan yaprağım
Burda her dem bayram eder Böbreğim
Taşım, Kayalarım,  Sayım da burda.




       Fadime’m!

Gene güz mü geldi elin köyünde
Söyle sensiz yaşanır mı Fadime’m?
En güzel yemekler olsa de önde
Sevgilisiz aşanır mı Fadime’m?

Yeşil Nohutlar yenir mi ütmeden?
Doyar mı sığırlar kır da gütmeden
Dağın yamacında Keklik ötmeden
Avcı silah kuşanır mı Fadime’m?

Bu gün görmediğin yarın görünmez
Dağlar delinmeden Şirin görünmez
Kalbden sevmedikçe yarin görünmez
Yarsiz Döşek döşenir mi  Fadime’m?

Sevenin gözünde elli, yüz olur
Sıcağıyla karakışlar güz olur
Dere tepe zirve yamaç düz olur
Aşıklar hiç üşenir mi  Fadime’m?
 
10-8-2009




 
  Bugün 9 ziyaretçi (13 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol